RUHLAR KONUŞUR
RUHUN ENERJİ ALANI
Merhabalar, blogumuza hoş geldiniz. Bu yazımda sizlere ruhların konuşmasıyla ilgili hayatımızdaki yeri ve okumamız gereken bazı mesajlardan bahsedeceğim. Sizinle konuşuyormuş gibi yazacağımdan yazım hatalarını dikkate almazsanız sevinirim çünkü devrik cümle kurmayı severim:)Keyifli okumalar.
![]() |
Dünya bir filmdir ve başrol sensin! |
Söylediğimiz veya sizin bile bilmediğiniz içten içe ruhunuzun dile getirdiği bazı düşüncelerinizden hayatınızda bir oyun başlatabilirsiniz ve buna kader deyip geçersiniz. Oysa insan sadece tercihlerinden ibarettir. Tabi buradan kaderin var olmadığını çıkarmayın kader de gayrete bağlıdır. Ben size ruhumuzla olan ilişkilerden ve etkilerinden bahsetmek istiyorum sadece.
Yalnız ağzımızdan çıkanlardan mı ibaretiz...Hayır!
HER ŞEY MADDELERDEN OLUŞUR. MADDELER ENERJİDİR. DÜŞÜNDÜKÇE ENERLİ YAYARIZ!
Bu biraz fizik, kimya, biyolojiye kayıyor demeyin.:)
Peki ruhlar nasıl konuşur? Havanın, toprağın , ateşin tüm her şeyin ruhu vardır. Ve de insanlar.
Hava, toprak demişken Mizaçlar yazımı okumayı unutmayın:)
https://awarebiri.blogspot.com/
Bizler aynı ortamda bulundukları kişilerle daha çabuk konuşur. Şöyle düşünün bedenlerimizin yani ruhumuzun bir enerji katmanı vardır. Aura da dedikleri. Enerji katmanımızı daire olarak düşünürsek biz birlikte iken o insanlarında enerji katmanına girmiş oluruz. Dairelerimiz iç içe geçer. Ruhsal olarak birbirlerine döngülerini geçirme.
Ruhlarımız bizim söylemediklerimizi söyler. Yanımızdaki kişilerle konuşur. Onların ruhu da sizinle konuştuğundan bir reaksiyon alınca deriz ki 'ben böyle bir şey söylemedim'. MİSAL. Sevdiğiniz bir insan size ihanet etti ve siz onu içten içe affedemiyorsunuz ama normal ilişkinize de devam ediyorsun ne bu olanları yüzüne vuruyorsun ne de kötü bir söz kullanıyorsunuz aksine güzel davranıyorsunuz. Ama bir süre sonra bakıyorsunuz ki karşınızdaki insan agresif hareketler sergiliyor ve bunu bir sebebe bağlayamıyorsunuz çünkü ortada somut bir şey yok. Siz ona 'seni affedemiyorum, yapamıyorum'u hiç dile getirmediniz oysa ruhunuz bunu o kadar çok söyledi ki onun ruhu bunu duydu ve beden onun yanındayken hiç farkında olmadan patlama yaşar. Ona neden böyle davrandığını sorduğunuzda 'bilmiyorum' diyecektir. En etkili büyü hissiyattır derler. Yalan söylemediğin halde karşı taraf sana inanmıyorsa asıl yalanı kendine söylemişsin demektir.
Başka bir örnek verecek olursam. Bir ortama girdiğini düşün ve oradaki insanlar tarafından istenmiyorsun. Her şey çok normal gözüküyor fakat ruhanı açıdan o ortamdan kötü hissederek ayrılabilirsin. Çünkü ruhlar konuşur... Senin ruhun 'neden geldin, çok kötü oldu vb.' konuşmaları duymuş olabilir ve oradan ayrılırken başım çatlıyor, içtiğim dokundu gibi cümleler kurabilirsin. Oysa hakikat farklı. Bu tam tersi de olabilir onu ruhunla dışlamış olabilirsin.
Bir çok örnek verilebilir, sevdiğiniz insanla olan bir ilişkideki durumda öncelikle ben ne düşündüm ruhum ona neler söyledi, söylemiş olabilir diye düşünüp ilk iş ruhunuzun o düşünceden kurtulmasını sağlayın. Düşüncenizi değiştirmeye başlayın onun yanında ve o yokken ruhunuzla onunla konuşmaya başlayın.
Ruhunu iyileştiren bir insanın hiçbir şey yapmasına gerek yoktur. Kendini iyileştiren yanındakini de iyileştirir. Eğer senin yanında huzur buluyorum dediğin insanlar varsa bundandır. Enerji alanınıza, dairenize giriyor ya sen konuşmasan da konuşuyorsun hepsi bu.... Tam tersi ruhunuz daralabilir, özellikle tanımadığınız kişilerle iken. Sosyal mesafe sağlıkla ilgili ise ruhun da sağlığı düşünülmeli. Sevmediğiniz insanlar 10 dakikadan fazla aynı ortamda bulunup enerji sarmalınıza girmesine izin vermeyin. Sevdiğiniz ve de sizi karşılıksız seven anne-baba-kardeş kim varsa onlara da çok yakın olun, birbirinizi iyileştirin.
Ve son olarak bir tavsiye vermek isterim. Kendini düşün, doyumsuz olduğun konuyu düşün ve kendini ona aç bırak. Hasret kalın ama sıfıra da düşmeyin. Eğer doyumsuz olduğunuz konularsa kendinizi aç bırakırsanız sana farklı kapıların açıldığını göreceksin. Her şey bir öğretiye bakar, alışmaya programlıyız. Değiştirme mümkün, sadece dene...
Buraya dipnot eklemek isterim. Eğer bu yazıyı okuduysan, herhangi bir şekilde karşına çıktıysa unutma ki tesadüf Yaradan'ın mektuplarıdır! ( verilen mesajı ne kadar alabilirsek artık). Bunun da mutlaka sebebi vardır ve hiç yoktan bir farkındalık kazanacağından şüphe yok. Sadece dünyaya ve yaşadıklarına biraz da farklı pencereden bakmak gerek. Sizin düşüncelerinize de önem veriyorum. Bize iletmek istediğiniz bir şey varsa iletişim kısmında ya da aşağıya yorum yazarak ulaşabilirsiniz.
Kalın sağlıcakla..
Yorumlar
Yorum Gönder